Domates Muhafaza Yöntemleri

Dünya nüfusu bir taraftan hızla artarken diğer taraftan tarım alanlarında - tarım dışı kullanmalar ve çevre tahribatları nedeniyle- azalmalar olmaktadır. Dünyamızın mevcut ve gelecekteki nüfusunu beslemede gereken tarımsal ürün artışı, yeni tarım alanlarının açılmasıyla sağlanamayacaktır. Bu durumda, mevcut tarım alanlarında verimi ve kaliteyi arttırmanın yanında, üretilen ürünlerin hasat sonrasında ürün ve kalite kayıpları azaltılarak tüketiciye ulaştırılmaları büyük önem taşımaktadır.

0 850

Giriş

Ülkemizde tür ve çeşitlere göre değişmekle birlikte hasat ve hasat sonrasında yapılan hatalar nedeniyle %10-50 arasında değişen ürün kayıpları yaşanmaktadır. Bu oran, gelişmiş ülkelerde daha düşük, geri kalmış ülkelerde ise daha yüksektir. Örneğin, Nepal’de domateslerde hasat sonrası kayıpların %50 olduğu bildirilmektedir (Bhattarai ve Gautam, 2006). Hasat ve hasat sonrasında meydana gelen ürün kayıplarının azaltılabildiği oranda tüketime sunulan ürün artışı da sağlanmış olmaktadır.

Hasat sırasında ve sonrasında ortaya çıkan kayıpların nedenlerinin bilinmesi doğru çözümlere ulaşmada önemli bir aşamadır. Bu kayıpların nedenleri genel olarak aşağıda sıralanmıştır (Özcan, 2014, 2015).

  • Hasat öncesindeki kültürel uygulamaların yetersiz olması
  • Hasadın erken veya geç yapılması
  • Hasadın ürün yapısına uygun şekilde yapılmaması
  • Hasatta uygun araç ve gereçlerin kullanılmaması
  • Hasatta bilgili ve deneyimli iş gücünün kullanılmaması
  • Ürün yapısına uygun nitelikte ve büyüklükte ambalajların kullanılmaması
  • Taşımanın ürün isteklerine uygun koşullarda yapılmaması
  • Bahçeden depolara ürün taşıma süresinin uzun olması
  • Depolarda ürün isteklerine uygun koşulların sağlanmaması
  • Pazara sunma tekniklerindeki eksiklikler
  • Pazara aşırı ürün yığılması
  • Standardizasyona uyulmaması
  • Seçmece ürün satışının yapılması

Yukarıda sıralanan sorunların yaşanmaması için, hasat, taşıma, muhafaza ve pazara hazırlama konularında azami özenin gösterilmesi ve kaliteli ürün üretimlerinin yapılması gerekmektedir.

Dünya domates üretimi yaklaşık 163 milyon tondur. Bu üretim kıtalar bazında incelendiğinde Antarktika hariç neredeyse dünyanın her yerinde domates üretimi yapıldığı görülmektedir. Dünya domates üretiminde kıtaların paylarına bakıldığında Asya %56,7, Amerika %15, Avrupa %12,8 ve Afrika %11,1’lik paya sahiptir (FAO 2016). Bu durum domatesin tüm dünya pazarlarına sunulabilecek bir ürün olduğunu da göstermektedir. Domatesin farklı değerlendirme şekillerinin olması da talebin yüksek olmasını sağlamaktadır. Domates, sofralık olarak tüketimin yanında pişirilerek, dondurularak, kurutularak; domates suyu, turşu, konserve, salça, ketçap ve sos gibi farklı ürünlere işlenerek de tüketilmektedir.

Türkiye 8.170.000 ton sofralık ve 4. 445.000 ton salçalık olmak üzere 12.615.000 ton domates üretimiyle dünya genelinde yaklaşık %8‘lik bir paya sahiptir (TÜİK 2016). Bu veriler, sebze tarımında en önemli türlerin başında domatesin olduğunu göstermektedir. Domates, ülkemizin sebze üretiminde en fazla üretilen ve tüketilen sebze türüdür. Örtü altı üretiminde de en çok üretilen bir tür olmasıyla birlikte yıl boyunca tüketicilere taze ürün olarak sunulabilmektedir.

Bu çalışmada, yıl boyu ve yaygın tüketimi olan domatesin, hasat ve hasat sonrasındaki kalitesi ile ürün kayıplarına etki yapan faktörleri ortaya koymak, aynı zamanda tüketiciye kaliteli ürün sunabilmek için yapılması gereken uygulamaları açıklamak amaçlanmıştır. Burada detaya girmenin nedeni, muhafazadaki başarının büyük ölçüde depoya getirilen ürünün geçirdiği aşamalara bağlı olmasıdır.

Kalite ve Kalite Üzerinde Etkili Olan Faktörler

Göreceli bir kavram olan kalite, genel olarak tüketici beğenilerinin karşılanmasıyla eş değer olarak görülmektedir. Domateste kalite (gözle yorumlanabilen) dış kalite ve (ağızda algılanabilen) iç kalite olmak üzere iki aşamadan oluşmaktadır. Bu iki özellik yönünden kaliteli domates tanımlanacak olursa renklenmesi iyi, kabuk üzerinde zayıf renklenen ve lekelenen alanları olmayan, sert yapılı, çeşidi temsil eden irilikte, besin içeriği ve tüketim kalitesi yüksek ürün demektir.

Ürün kalitesi, hasat sonrasındaki dayanımı belirleyen en önemli faktördür. Ancak, aynı bitki ve aynı hasat dönemlerinde alınan ürünlerde bile muhafaza ve raf ömrü konusunda farklı tepkiler olabilmektedir. Kaliteyi belirleyen en önemli faktör genetik yapı, yani çeşit özelliğidir. Bunun yanında hasat zamanı, hasat şekli, iklim ve toprak faktörleri, yetiştirme tekniği kapsamında yapılan uygulamalar ile hasat öncesindeki ve hasat sırasındaki hava koşulları da ürünün kalitesi üzerinde etkili olmaktadır.

Kalitenin temeli genetik yapıyla atılmaktadır. Daha sonra diğer faktörler etkili olmaktadır (Şekil 1). Bir ürüne hasattan sonra kalite katılması mümkün olamamaktadır. Bu nedenle, tüketiciye kaliteli ürün sunabilmenin en önemli aşamasını kaliteli ürün üretmek oluşturmaktadır. Kaliteli ve standart çeşitlerle üretime başlamak, kaliteye ulaşmanın en ucuz en kolay ve en etkin yoludur. Yetiştirilecek çeşidin biyotik ve abiyotik stres faktörlerine (çevre koşullarına) dayanıklı olması yetiştiricilik sırasında çevre korunmasına da önemli katkılar sağlamaktadır.

Domateste Kalite Üzerine Etkili Olan Faktörler
Domateste Kalite Üzerine Etkili Olan Faktörler

  • Pazarlama (Satış) Teknikleri
  • Muhafaza
  • Ambalajlama
  • Hasat öncesi ve sırasındaki hava koşulları
  • Hasat zamanı ve şekli
  • Yetiştirme ortamının iklim ve toprak faktörleri
  • Kültürel uygulamalar
  • Genetik yapı (Çeşit)

Hasat Zamanı ve Şekli

Hasat, tarımsal faaaliyetler içinde hata yapıldığında sonuçlarının telafi edilemeyeceği çok önemli bir işlemdir. Çünkü, bitkiden koparılan bir meyvenin bitkiye tekrar takılması mümkün olamamaktadır. Bu yönüyle hasat, yetiştirme periyodundaki başarının ve kalitenin, hasat sonrasına aktarılmasını sağlayan bir uygulama olarak önem kazanmaktadır.

Domates, hasat sonrasında olgunlaşmaya devam edebilen (klimakterik gösteren) bir tür olduğundan hasadın, ürünün değerlendirme şekli, muhafaza durumu ve pazarın uzaklığına bağlı olarak yeşil, pembe veya kırmızı olum dönemlerinde yapılması mümkün olabilmektedir. Domates meyvelerinde stomalar bulunmadığından, gaz alışverişi büyük ölçüde sap çevresi ve sap çukurundan gerçekleşmektedir (Karaçalı, 2009). Bu nedenle, hasat sırasında çanak yaprakların meyve üzerinde kalması (solunumu yavaşlatma etkisiyle birlikte) hasat sonrasındaki muhafaza ve raf ömrünü uzatmada olumlu yönde önemli bir etki yapmaktadır.

Domates sert sağlam ve koruyucu bir kabuğa sahip olmadığından hasat sırasında kabuğun hiçbir şekilde zarar görmemesine ve meyvenin ezilmemesine dikkat edilmelidir. Aynı zamanda, hasat sırasında kullanılan kasa ve kapların, hasat edilen meyveye zarar vermeyecek şekilde yumuşak ve temiz olmasına; hasat kaplarının çok büyük ve derin olmamasına; doldurulan bu kapların yavaşça taşınmasına ve yavaşça boşaltılmasına dikkat edilmelidir.

Ambalajlama Teknikleri

Ambalaj, bir ürünü koruyan aynı zamanda tüketiciye sunulmasında çekicilik oluşturan önemli bir uygulamadır. Ambalaj materyali kadar ürünlerin ambalaj kaplarına yerleştirme şekilleri de ambalaj etkisi olarak karşımıza çıkmaktadır.

Domates için, ağırlıklı olarak oluklu mukavva kartonlardan yapılan ambalajların kullanıldığı görülmektedir. Bu ambalajlar, hem iç hem de dış pazarlara domates sunumunda kullanılmaktadır. Yaygın olarak kullanılan diğer ambalajlar ise plastik kasalardır. Ambalaja yerleştirmede, ürünler sıravari veya diagonal şekillerde dizilmektedir. Sıravari sistemde, ikinci sıradaki ürünler birinci sıradaki ürünlerin tam üstlerine gelecek şekilde yerleştirildiğinden bu sistem, kabuk yapısı sağlam ve sıkı dokulu ürünler için tercih edilmelidir. Diagonal sistemde ise ikinci sıradaki ürünler birinci sıradaki ürünlerin ara yerlerine gelecek şekilde yerleştirildiğinden, bu sistem kabuk yapısı ince ve gevşek dokulu ürünler için tercih edilmelidir.

Domates için ideal olanı tek sıra olarak ambalaj kaplarına yerleştirilmeleridir. Bu yerleştirmede meyvelerin viyoller içinde olmaları da tercih edilmelidir. Ambalajda, çoklu sıra oluşturulduğunda diagonal dizilim tercih edilmelidir. Sıcak günlerde yapılan hasatlardan sonra sıravari olarak üst üste yerleştirme, ürünün soğumasını da geciktirerek zarar görme oranını arttırmaktadır. Diğer yandan salkım domateslerde salkım hâlindeki meyvelerin birbirini ezmeyecek şekilde salkımların ambalaj kaplarına uzunlamasına yerleştirilmelerine özen gösterilmelidir.

Muhafaza Teknikleri

Bitkisel kökenli tarımsal ürünlerde hasat sonrasında solunum ve yaşam devam etmektedir. Bu durum domates için de geçerlidir. Bitki üzerindeyken harcadıklarını bitkiden alabilen meyveler, hasat sonrasında bünyelerinde bulunan besinleri harcayarak yaşamaya devam etmektedir. Hasat sonrasında harcanan bu besin maddeleri yerine konamamakta, insan beslenmesinde de önemli olan bu maddelerin azalmasıyla birlikte kalitede düşmeler olmaktadır. Aynı zamanda ürünlerin hasat sonrasındaki ömürleri de azalmaktadır. Hasat edilen meyvelerin şoklanarak muhafazasında bu sorun ortadan kalkmaktadır. Ancak şoklanmış meyvelerin taze ürünler gibi sofralık kullanımları mümkün olamamaktadır.

Son yıllarda ulaşımdaki ve iletişimdeki gelişmelerle küçülen dünyada, her taraf bir pazar olarak görülmeye başlanmıştır. Bu pazarlara ulaşmada ve istenilen miktardaki ürünü hazırlamada soğukta muhafaza uygulamaları kaçınılmaz ve zorunlu hâle gelmiştir. Bu gelişmelere bağlı olarak dünya soğuk hava depo kapasitesi 552 milyon m3 e ulaşmıştır. Bu kapasitede Hindistan (133 milyon m3), ABD (114 milyon m3) ve Çin (76 milyon m3) ilk üç sırayı almaktadır. Türkiye ise, 7 milyon m3 lük bir kapasiteyle, aynı kapasiteye sahip İspanya ile birlikte 13. sırada yer almaktadır. Soğuk hava yatırımlarının yoğunlaştığı 17 ülkede toplam büyüme %5 iken, Türkiye, Hindistan, Peru ve Çin’de büyüme %10 olmuştur (Salin, 2014; Cantek, 2016).

Meyvelerin hasat sonrasındaki solumlarının yavaşlatılabildiği ölçüde pazarlanma ve muhafaza sürelerinin uzatılmasının mümkün olabilmektedir. Bu amaçla solunum hızı üzerine etkili olan faktörler araştırıldığında, sıcaklığın, etilenin ve O2 – CO2 konsantrasyonunun etkili olduğu belirlenmiştir. Yaş meyve – sebzelerin yüksek su içerikleri de dikkate alınarak muhafaza için önemli depo faktörleri sıcaklık, oransal nem, O2 – CO2 konsantrasyonu ve hava hareketi olarak belirlenmiştir (Tablo 1).

Tablo 1. Domates Muhafazasında Önemli Olan Depo Faktörleri

Domates Muhafazasında Önemli Olan Faktörler
Sıcaklık Oransal Nem Hava Bileşimi
(O2 – CO2 Oranları)
Hava Hareketi

Geliştirilen muhafaza sistemleri ve uygulamalar bu dört önemli depo faktörü üzerinde yoğunlaşmıştır. Soğuk hava koşullarında muhafazada, solunumu yavaşlatmaya yönelik uygulamalarla muhafaza ve raf ömrü uzatılmaya çalışılmaktadır.

Domates Muhafaza Yöntemleri

  • Soğuk hava depolarında muhafaza
  • Kontrollü atmosferde muhafaza
  • MAP ile muhafaza
    • Aktif MAP
    • Pasif MAP

Domatesin muhafaza istekleri ve muhafaza süreleri Çizelge 1‘de gösterildiği gibi olgunluk düzeylerine ve çeşitlere göre değişmektedir (Karaçalı, 2009). Çizelgede verilen değerler genel değerler olup çeşitlere ve araştırmacılara göre de farklı bildirimler de bulunmaktadır.

Tablo 2. Domates Muhafazasında Depo İstekleri ve Muhafaza Süreleri

Olgunluk Durumu Depo Sıcaklığı
(°C)
Depo Oransal
Nemi (%)
Muhafaza Süresi
Yeşil olgun 12-15 85-90 3 hafta
Pembe olgun 7-10 85-90 10 gün
Kırmızı olgun 2-5 85 5-6 gün

Domatesin kontrollü atmosferde muhafazasında genel olarak %3 CO2 + %4 O2 konsantrasyonunun uygulanması önerilmektedir (Karaçalı, 2009). Soğukta muhafaza sırasında atmofer bileşimini değiştirerek ürünleri muhafaza etmenin en basit yolu, modifiye atmosferde (diğer bir ifadeyle özel plastik torbalarda) muhafazadır. Bu sistemde ürünler, gaz geçirgenliğine sahip özel plastik torbalar içine yerleştirilerek soğuk hava depolarında muhafazaya alınmaktadır.

Modifiye atmosfer, ürün etrafında normal atmosferden farklı bir atmosfer bileşimi için ortamdan gaz alınması veya eklenmesi anlamına gelmektedir. Modifiye atmosfer ambalaj (MAP) uygulamalarında 2 konsantrasyonu azaltılarak ve CO2 konsantrasyonu yükseltilerek solunumun yavaşlatılması amaçlanmaktadır.

Yaş meyve ve sebzeler, hasattan sonra devam eden solunumlarından dolayı (solunum hızlarına bağlı olarak değişen miktarlarda), ortama oksijen, karbondioksit, etilen, solfidrik asit ve amonyumlar gibi gazlar bırakmaktadır. Bu konuda MAP uygulamalarının en önemli yararları, metabolizmanın yavaşlatılarak yaşlanmanın geciktirilmesi, etilene duyarlılığın azaltılması ve fizyolojik bozulmalar ile hastalık ve zararlıların önlenmesi olarak sıralanabilir. MAP aktif veya pasif olmak üzere iki şekilde uygulanmaktadır. Aktif MAP ambalajlarda ambalaj (MAP) içindeki atmosfer bileşimi aktif olarak ayarlanmaktadır. Bunun için önce ambalaj içinden hava çekilmekte, daha sonra istenen gaz karışımı ambalaj içine verilmektedir (Karaçalı, 2009; Özcan 2015).

Aktif MAP torbaları, ön soğutması yapılıp içerisine konulan yaş meyve ve sebzelerin ürettikleri gazları, özellikle etileni, solfidrik asidi, amonyumları ve bunların türevi olan alkolleri emerek dış ortama atabilmektedir. Böylece MAP iç ortamında, %3-5 oranında O2 ve %10-12 oranında CO2 düzeylerine ulaşılabilmektedir. MAP içerisinde belirtilen konsantrasyonların oluşmasıyla, iç ortamda bakteri hareketi son bulmakta ve ambalaj içerisinde oluşan alkollerin dış ortama atılmasıyla da funguslar için yaşam ortamı kalmamaktadır. Son yıllarda bu amaca yönelik “akıllı naylon poşetler” adı altında çeşitli plastik torbaların üretildiği ve pazarlandığı görülmektedir.

Pasif MAP ambalajda, istenen gaz bileşimi ürün tarafından sağlanmaktadır. Kullanılan filmin gaz geçirgenliğine ve ürünün solunum hızına bağlı olarak ambalaj içinde O2 oranı azalmakta ve CO2 oranı yükselmektedir. Ancak, gaz konsantrasyonundaki değişim belli bir zamanda gerçekleşebilmektedir. Sonuçta, ambalaj içindeki ürünün metabolizması yavaşlayarak olgunlaşma ve yaşlanma olayları gecikmektedir. Ayrıca, bu şekilde kapalı bir ortamda sağlanan yüksek oransal nem, ürünün su ve ağırlık kayıplarını azaltarak turgoritenin ve kalitenin korunmasında etkili olmaktadır (Karaçalı, 2009; Özcan 2015).

Aktif veya pasif MAP kullanımında istenilen amaca ulaşabilmek için dikkat edilmesi gereken önemli konular bulunmaktadır. Bu nedenle, domateslerde MAP uygulaması için yapılması gerekenler aşağıda sırasıyla verilmiştir (Özcan 2015);

  • Domatesler, öncelikle tekniğine uygun hasat yapılmalıdır. Hasat sırasında ve sonrasında zarar görmeyen meyveler ambalaj içine alınmalıdır. Zarar gören meyveler ıskartaya ayrılmalı ve ambalaj içine konulmamalıdır.
  • Domatesler, kendi yapılarına uygun ambalajlara konulduktan sonra ambalajın ağzı açık olarak ön soğutmaya (yaklaşık 6-10 saat) alınmalı veya bahçe kasalarıyla ön soğutma yapıldıktan sonar meyveler ambalaj kaplarına yerleştirilmelidir.
  • Ön soğutması yapılan ürünlerin bulunduğu MAP torbalarının ağzı, hava almayacak şekilde kapatılmalıdır.
  • Aktif MAP uygulamalarında gaz konsantrasyonu ayarlanmalıdır.
  • Ağzı kapatılmış MAP ambalajlı domatesler, uygun soğuk depo koşullarında muhafazaya alınmalıdır.

Domateslerde soğukta muhafaza, kontrollü atmosferde muhafaza ve MAP ambalajda muhafazanın birlikte denendiği bir çalışmada, kontrollü atmosfer ve MAP’ın, muhafaza sürecinde olgunluğu yavaşlatarak soğukta muhafazaya göre muhafaza süre ve kalitesini arttırdığı görülmüştür. Kontrollü atmosferde muhafaza ile meyvenin özellikleri korunarak domatesin 90 gün muhafaza edilebileceği de ortaya konulmuştur (Majidi ve ark., 2014) Domates muhafazasında depo havasına ozon uygulamalarının yapılması, meyvelerin solunumunu yavaşlatarak ve etilen üretimini azaltarak muhafaza süresini uzamasını sağlamakta aynı zamanda küflenme ve bozulmaları engellemekte veya geciktirmektedir. Domateslerin hasattan sonra ozonlu suyla yıkanmaları da hasat sonrasındaki ömrün (muhafaza ve raf ömrünün) uzamasına katkı sağlamaktadır.

Domateslerde muhafaza koşulları kadar özellikle uluslararası pazara sunulan ürünler için taşıma koşulları da büyük önem taşımaktadır. Domatesler için taşıma sıcaklığının 7-8oC olması, taşıma süresinin en fazla 5-7 gün olması ve bu süreçte ürün çevresindeki hava oransal neminin de %90-95 dolayında olması önerilmektedir (Türk, 2005).

Olgunlaştırma Teknikleri

Domates, klimakterik gösteren bir meyve olduğundan hasat sonrasında yeme olumuna getirilebilmesi (yani olgunlaştırılabilmesi) mümkün olabilmektedir. Bu amaçla etilen uygulamaları yapılmaktadır. Hasat olumunda toplanmış meyveler bir odaya alınıp bir gün süreyle etilen uygulandığında olgunluğun başlaması sağlanabilmektedir. Uygulama dozuna göre olgunlaşma birkaç gün içinde tamamlanmaktadır. Domates için olgunluk durumuna göre değişmekle birlikte genel olarak 13-22oC sıcaklık ve %85-90 oransal nem koşullarında bir gün süreyle 700 ppm etilen uygulaması önerilmektedir (Karaçalı, 2009). Etilen, kontak bir etki yaparak meyve bünyesindeki etilen üretimini uyartmakta ve olgunlaşmanın başlaması sağlamaktadır.

Klimakterik gösteren meyvelerde etilen etkisi, reaksiyonları geri dönüşümsüz olarak arttırdığından olgunlaşması istenmeyen meyvelerin etilenle temastan uzak tutulmaları gerekmektedir. Etilen düzeyi, meyvelerin olgunluk düzeyine göre de değişmekte olup olgun meyveler, yarı olgunlara göre daha fazla etilen içermektedir. Bu nedenle, muhafaza sırasında etilen etkileşiminin olmaması için ideal olarak olgun meyvelerle yarı olgun meyvelerin aynı odada muhafazaya alınmamaları gerekmektedir.

Kof Meyve Oluşumu ve Yumuşamanın Nedenleri

Meyve şekli ve iriliğinin oluşmasında iki aşama bulunmaktadır. Bunlar, meyve tutum dönemi içinde gerçekleşen hücre bölünmesi ve daha sonra hasada kadar devam eden hücre genişlemesi dönemleridir. Domateste hücre bölünmesi dönemi 7 gün sürmektedir.

Hücre bölünmesi döneminde yaşanacak stresler, oluşan hücre sayısının normalden az olmasına neden olmaktadır. Bu durum, daha sonraki hücre genişlemesi aşamasında her bir hücre maksimum hacime ulaştırılarak meyve iriliği arttırılsa bile, bu artış yoğunlukla değil su ile kazanıldığından meyveler iri ancak gevşek dokulu ve daha hafif olmaktadır. Bu meyvelerin hasat sonrasındaki muhafaza ve raf ömürleri de daha kısa olmaktadır. Sıkı yapılı ve ağır meyvelerin alınabilmesi için domates gibi kademeli çiçek açan türlerde, bitkinin yetiştirme periyodu içinde hiçbir dönemde stresin yaşanmamasına özen gösterilmelidir (Karaçalı, 2009; Özcan 2015).

Domateste kof meyve oluşumunun nedenleri olarak aşırı sıcaklık dalgalanmaları, sıcaklıkların mevsim normallerinin altında olması, ışık yoğunluğunun istenilenden az olması, kuvvetli ve uzun süreli yağmurlar ile bitki beslemede yapılan hatalar (aşırı azotlu gübreleme ve potasyum yetersizliği) sıralanabilir.

Prof. Dr. Muharrem Özcan
Ondokuz Mayıs Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü – Samsun
muozcan@omu.edu.tr

Kaynaklar

Anonim, 2016. Dünya Nüfusu ve Gıda Verileri. http://www.worldometers.info/tr/ Erişim tarihi: 02.02.2016.
Bhattarai, D., R., Gautam, D., M., 2006. Effect of Harvesting Method and Calcium on Post Harvest Physiology of Tomato. Nepal Agric. Res. J. Vol. 7: 37-41.
Cantek, 2016. Dünya Soğuk Hava Depo Kapasitesi. CANTEK GROUP Şubat Bülteni 2016/3.
FAO, 2016. FAOSTAT Crops Production. http://faostat3.fao.org/download/Q/QC/E. Erişim tarihi: 02.02.2016.
Karaçalı, İ., 2009. Bahçe Ürünlerinin Muhafazası ve Pazarlanması, Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Yayınları No.: 494 İzmir. 486s.
Majidi, H., Minaei, S., Almassi, M., Mostofi, Y., 2014. Tomato Quality in Controlled Atmosphere Storage, Modified Atmosphere Packaging and Cold Storage. J Food Sci Technol. 51(9):2155-2161.
Özcan, M., 2014. Meyvelerde Derim, Muhafaza ve Pazarlama, Genel Meyvecilik (Editörler; R., Gerçekçioğlu, Ş., Bilgener, A., Soylu) Geliştirilmiş 4. Basım, Nobel Yayınları Yayın No.: 351. Fen Bilimleri: 26. 463-492s.
Özcan, M., 2015. Ürün Muhafazası ve Pazarlama Ders Notları, Ondokuz Mayıs Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümü, Samsun. Basılmamış.
Salin, V., 2014. Capacity and Growth of Refrigerated Warehousing by Country. IARW Global Cold Storage Capacity Report. International Association of Refrigerated Warehouses.
TÜİK, 2016. Bitkisel Üretim İstatistikleri. https://biruni.tuik.gov.tr/bitkiselapp/bitkisel.zul. Erişim tarihi: 02.02.2016.
Türk, R., 2005. Taze Meyve ve Sebzelerin Taşıma Koşulları. Soğuk Zincir ve Lojistik 1(1):10-13.
İkincil Kaynak – www.turktob.org.tr